Sayfalar

25 Şubat 2012 Cumartesi

Organik gıda çok pahalı (mı?) !

Planlı bir alışverişle hiç de değil!

Eskiden çoğunlukla plansızlıktan, bazen zamansızlıktan, bazen tembellikten, bazen çok da önemsememekten satın aldığım meyve-sebzelerin bir kısmını tüketemeden bozup atmak zorunda kaldığım olurdu. Arkadaşlarımla yaptığımız sohbetlerden çıkardığım, bu konuda yalnız olmadığım. Büyük şehirlerde yoğun tempoda çalışan pek çok kişinin yaptığı birşey bu sanırım. Buzdolaplarının bir köşesinde unutuluvetiyor işte o havuçlar, portakallar. Pörsüyüp küfleniyince farkedilip atılıyorlar.

Biraz daha planlı ve özenerek alış verişle buna engel olmanın  mümkün olduğunu gördüm. Artık "Ne yersen osun" (you are what you eat) atasözü(!)'nü aklımda tutarak çocuklarıma ne yedirdiğimi önemseyerek alışveriş yapıyorum. Bir süredir marketler yerine organik ürünler pazarından ya da organik üretim yapan çiftliklerden sipariş yoluyla alış-veriş yapıyorum. Evet kilogram-adet bazında karşılaştırma yapıldığında organik ürünler diğer ürünlere göre pahalı. Fakat tüket(eme)me alışkanlıklarımızı gözden geçirdiğimizde durum farklı görülebiliyor.  Tüketebileceğimizden fazlasını almıyorum. Yarasız ve fazla yemek yerine az ama kaliteli gıdalarla besleniyoruz artık. Ya da örneğin binbir zorlukla toplanıp ayıklandığını bildiğim, çoook uzaklardan gelen şevketi bostanı dolapta günlerce bekletip çöpe atmıyorum. Bu durumda hem cebimizden çıkan parayı hem de bedenimize kabul ettiğimiz kaliteli ve lezzetli gıdaları göz önünde bulundurduğumuzda organik beslenme çok da pahalı olmuyor.

Yani diyorum ki; bedenimize, gıdalarımıza, hem bizim hem üreticinin emeğine saygı duyalım. Genetiğiyle oynanmamış yerel tohumlarla, doğal gübreyle üretim yapan üreticileri destekleyelim. Destekleyelim ki daha çok üretici bu alana kaysın. Çocuklarımıza özgür gezen, organik yemle beslenen tavukların yumurtalarını, böcek ilacı sıkılmamış elmaları gönül rahatlığıyla yedirebilelim! Çok mu didaktik oldu? Evet, öyle oldu. E ama oldu bi kere :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder